Günümüzde Barış Operasyonları

Today’s Peace Operations

Uğur GÜNGÖR
Dr. Piyade Yarbay

Sayfa 7- 19 (13)

Öz
Bu makalenin amacı Birleşmiş Milletler Barış Operasyonlarının günümüzdeki durumunu analiz etmektir. Makalede öncelikle “barışı koruma” kavramının nasıl ortaya çıktığı üzerinde durulmuş ve Birleşmiş Milletler Örgütünün Soğuk Savaş yıllarında icra ettiği barış operasyonlarına kısaca değinilmiştir. Soğuk Savaşınsona ermesi ile BM Barış Operasyonlarına olan ihtiyacın arttığı vurgulanarak, Barış Operasyonlarındaki bu artışın ve değişimin sebepleri ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Ayrıca 2009-2010 dönemi için BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğine seçilen Türkiye’nin Barış Operasyonlarına katkısı da ortaya konulmuştur. Makalenin sonunda günümüzde icra edilen barış operasyonlarının çatışma-yönetimi faaliyetlerinden ziyade daha çok çatışma-çözümüne yönelik faaliyetler olduğu ve insani yönünün ağırlık kazandığı sonucuna varılmıştır. 1 Ocak 2009 tarihinde geçici üye olarak göreve başlayacak olan Türkiye’nin, Barış Operasyonlarına olan ilgisinin önceki dönemlere oranla daha da artacağı ve daha fazla Barış Operasyona aktif olarak iştirakedeceği değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Barışı Koruma, Barış Operasyonları, Soğuk Savaş, Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi.

Tam metin PDF

Tarihte Üçüncü Güç ve Orta Asya Enerji Savaşları

Third Power in History and Energy Wars in Central Asia

Burak ÇINAR
Dr., Tarih Doktoru.

Sayfa 21 – 43 (23)

Öz
Orta Asya’nın önemli miktardaki enerji kaynakları, günümüzün güçleri arasında bir stratejik çekişmeye neden olmaktadır. Bölgedeki kaynaklar için özellikle üç ana aktör ön plana çıkmaktadır. ABD, Rusya ve Çin arasında geçen bu enerji savaşlarında süper güç konumundaki ABD ile coğrafi etkiye sahip Rusya iki öncelikli güçolurken, Çin ikisinin ardından güç dengesini değiştirebilecek üçüncü güç olarak belirmektedir. Hans Morgenthau’nun modelleri ile benzerlik gösteren bu etkileşim tarihteki mücadelelerde önemli bir yer tutmuştur. Tarihten gelen kaynaklara hâkim olma isteğinin yansımasıyla, Orta Asya’daki kaynak mücadelesi bu üç gücün arasındaki rekabetin bölgede belirleyici olacağını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Enerji, Üçüncü Güç, Orta Asya, Rusya, Çin.

Tam metin PDF

Uluslararası Güvenlik Düzlemine Yönetim Bilimi Penceresinden Farklı Bir Bakış: Stratejik Kaos Yönetimi Yaklaşımı

A Different View of International Security Platform Through the Perspective of Administration Science: Strategic Chaos Management Approach

Ömer TURUNÇ
Dr.P.Bnb., KHO Dekanlığı Sis.Ynt. Bil. Böl. Bşk.lığı, Ankara.

Sayfa 45 – 72 (28)

Öz
Günümüzde yaşananların bugün planlanmadığı açıktır.Gelecekte var olabilmek geleceği yönetmekle mümkündür. Stratejik yönetim gereği her türlü organizasyon ve ülke gelecekte varlıklarını sürdürebilmek ve rekabet edebilmek için geleceğe yönelik stratejileri bu günden belirlemek ve gerekli adımları atarak yarınıkolaylaştırmak zorundadır. Savunma yönetimi, teknolojik yeniliklerin ötesinde stratejik bir oyunun önemli bir ayağı haline gelmiştir. Yarınlar için sadece savunmaya yönelik teknolojik yenilikler yeterli olmayacak, daha karmaşık bir oyun çok geniş bir kapsamda sürüp gidecektir. Bilgi çağının ve stratejik planların geleceğe dönüklüğü kaos olgusunda hızlandıran etkisi yapmaktadır. Kaos olgusu, stratejik planlama kavramını anlamsızlaştırmakta, stratejik yönetim süreci ile çelişmektedir. Bu günden geleceğimiz üzerinde oynadığımız gerekli ama bir o kadar da riskli oyunun kaos etkisinde hızlandıran etkisi yapabileceği öngörüsü ve stratejik yönetim- kaos yaklaşımı paradoksu çalışmanın temel sorunsalıdır. Bu çerçevede çalışmamızda mevcut paradoksa yeni bir alternatif bir bakış açısı olarak “ Stratejik Kaos Yönetimi” perspektifi tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Güvenlik, Kaos, Strateji, Stratejik Yönetim, Stratejik Kaos Yönetimi.

Tam metin PDF

Rusya - AB İlişkilerinde Stratejik Ortaklıktan Stratejik Depresyona

From Strategic Partnership to Strategic Depression in Russia-EU Relations

Neziha MUSAOĞLU ve Uğur ÖZGÖKER
Yrd.Doç.Dr., Trakya Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü.
Yrd.Doç.Dr., Kadir Has Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü.

Sayfa 73 – 98 (26)

Öz
Doğu Bloku ve SSCB, 1989’dan sonra dağılma sürecine girmesiyle ekonomik ve siyasi bakımdan zor duruma düşerek AB’nin iktisadi ve maliyardımına muhtaç kalmıştır. Rusya, 1990’dan sonraki on yılda AB ile siyasi ve stratejik ilişkilerinde yumuşak bir çizgi takip etmiştir. 1999’da Putin’in Rusya Devlet Başkanı seçilmesi ve 2000’li yılların başından itibaren başta doğalgaz ve petrol olmak üzere hammade fiyatlarındaki büyük artış Rusya’nın millî gelirini muazzam miktarda arttırmıştır. Bunun sonucu Rusya’nın AB’ye karşı izlediği siyasi ve stratejik ilişkileri de sertleşmiştir. Dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olan Rusya, 1990’lı yıllarda oluşmuş bütün borçlarını 2000’li yıllarda ödediği gibi elinde de büyük miktarda dolar döviz rezervi biriktirmiştir. AB’nin ekonomikve mali yardımına muhtaç olmayan Putin’in Rusyası eski ekonomik gücüne kavuşunca siyasi ve askerî bakımdan da SSCB’nin eski parlak günlerine dönme özlemiyle politikalar oluşturmaya başlamıştır. Bu bağlamda AB’nin Kosova’nın bağımsızlığını tanımasına sert tepki göstermiş, Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya üzerindeki egemenlik iddialarına karşı çıkmış ve Ağustos 2008’de Gürcistan’a askerî müdahelede bulunmuştur. Ayrıca NATO’nun Ukrayna, Gürcistan ve Azerbaycan gibi Karadeniz ve Kafkasya ülkeleri ile genişlemesine karşı çıkmakta ve enerji kozunu AB’ye karşı bir silah olarak kullanmaktadır. Bu politika kapsamında daha önce Rusya ile AB arasında imzalanan Stratejik Ortaklık ve İşbirliği Anlaşmasını (SOİA) uzatmayı reddetmiş ve kendi ulusal çıkarları doğrultusnda SOİA’da AB’den önemli değişiklikler talep etmiştir. Böylece 1990’lı yılların başından sonra Rusya ile AB arasında başlayan Stratejik Ortaklık, 2000’li yılların başında Stratejik Depresyona dönüşmüş bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yeni Rus Dış Politikası, AB-Rusya İlişkileri, AB Enerji Politikası, Stratejik Ortaklık ve İşbirliği Anlaşması (SOİA),Stratejik Depresyon.

Tam metin PDF

Millî Savunma ve Yabancı Dil

National Defense and Foreign Language

Ali IŞIK
Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb., Kara Harp Okulu Dekanlığı.

Sayfa 99 – 126 (28)

Öz
Millî savunma, yalnızca silahlı mücadeleyi değil, politikayı, ekonomiyi, bilim ve teknolojiyi, diplomasiyi içine alan geniş bir kavramdır. Savaş ve barış zamanında istihbarat çalışmalarını yürütmek, kitleleri doğru bilgilendirmek ve etkilemek, bilgi toplamak ve yaymak, uluslararası ortamlarda ülke tezlerini ve çıkarlarını savunmak ve kamuoyu oluşturmak, kitleleri etkilemek, ekonomik ve siyasi bağımsızlığı sürdürmek için bilgi ve teknoloji aktarımı sağlayarak çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak gibi hususlar da millî savunma kavramı içinde yer alır. Bütün bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde ise yabancı dil önemli araçlardan birisidir. Ayrıca, küreselleşme ile birlikte artık birçok ülke ile komşu olunduğu da göz önüne alındığında, millî savunmaya yönelik çalışmalarda başka ülke ya da ülkelerle iletişim söz konusu olacaktır. Diğer ülkelerle sürdürülecek ilişkilerde de bir iletişim aracına yani yabancı dile ihtiyaç duyulacaktır. Bu çalışmada, ülke çıkarları için yabancı dil bilmeninönemi vurgulanarak yabancı dil ile millî savunma arasındaki bağ irdelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Millî Savunma, Yabancı Dil.

Tam metin PDF