Özel Dosya: Küresel ve Bölgesel Dinamikler Bağlamında Orta Doğu

Doğu-Batı, Yerel-Evrensel, Dinsel-Seküler: Orta Doğu’da Sekülerizm Tartışmaları ve Arap Baharı

East versus West, Native versus Universal, Religious versus Secular: Debates over Secularism in the Middle East and the Arab Spring

Selin DİNGİLOĞLU*
* Dr. Öğ. Üyesi, Üsküdar Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, e-posta: selin.dingiloglu@uskudar.edu.tr.
Geliş Tarihi/Received: 28.05.2018
Kabul Tarihi/Accepted: 21.12.2018

Sayfa 1 – 41 (41)

Öz
Makale Orta Doğu siyasetinde seküler/izm ve dinsellik ilişkisinin yerel-evrensel ya da Doğu-Batı ikiliği bağlamında nasıl ele alındığına ve Arap Baharı’na ilişkin analizlerde bu kavramsal setlere dair ne tür değişimler ya da süreklilikler gözlendiğine bakmaktadır. İlk bölümde söz konusu ikiliklerin kültürelci ve özcü kaynakları ve bunlara dönük itirazları içeren literatürdeki temel tartışmalar kapsamlı bir eleştirel incelemeden geçirildikten sonra, Arap Baharı Orta Doğu sekülerizmine dair bu tartışmalara referansla değerlendirilmektedir. Özellikle sokağa dökülen kitlelerin önemli bir kesitinin sosyokültürel özellikleri ve öne çıkan yoksulluk, adaletsizlik, otoriterlik gibi temaların Batı’da son yıllardaki protesto hareketlerine benzetilmesi ve bu bağlamda Doğu-Batı özcü ikiliğinin aşılması tezleri incelenmektedir. Öte yandan, bu ikilikle birlikte dinsellik ve sekülerliğin siyasal içeriğinin görünmezleşerek, kimi örneklerde özellikle sekülerliğin tümüyle “kültürel jeste” indirgenmesi tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sekülerizm, Orta Doğu, Arap Baharı, Kültürelcilik, Postkolonyalizm.

Tam metin PDF

Arap Baharı Sonrası Avrupa Birliği’nin Akdeniz ve MENA Bölgesine Yönelik Politikalarındaki Devamlılık ve Değişimi Anlamak (İngilizce)

Understanding the Continuity and Change in the European Union’s Policies on the Mediterranean and the MENA Region after the Arab “Spring” Uprisings

Fatma Zeynep ÖZKURT*
* Dr. Nişantaşı Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, e-posta: zeynep.ozkurt@nisantasi.edu.tr.
Geliş Tarihi/Received: 30.05.2018 Kabul Tarihi/Accepted: 29.12.2018

Sayfa 43 – 77 (35)

Öz
Geleneksel ve eleştirel güvenlik çalışmalarına ilişkin literatür günümüzde yaşanan risk ve tehditler ile devlet, devlet dışı ve uluslararası aktörleri etkileyen güvenlik sorunlarında gözlemlenen paradigma değişimine dikkat çekmektedir. Güvenlik perspektifinden bakıldığında, Avrupa Birliği (AB); Avrupa Stratejisi, Avrupa Komşuluk Politikası ve yakın dönemde oluşturulan Küresel Strateji gibi sahip olduğu dış politika etki mekanizmalarıyla kendi bölgesinde ki en etkili aktörlerden biri olarak görülmektedir. AB’nin Orta Doğu’ya yönelik politikaları ise sosyal, siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması ve iş birliğinin geliştirilmesi açısından beklendiği kadar başarılı olamamış; bütünleşik çıkarımlar elde etmek yerine farklı sonuçlar doğurmuştur. Bu çalışma; Orta Doğu politikaları kapsamında Birliğin politika beklentileri ile politika uygulama kapasitesi arasındaki boşluğu Arap Baharı sonrası dönemde ortaya çıkan güvenlik mimarisi ve güvenlik tehditleri üzerinden değerlendirmektedir. Bu kapsamda çalışma, AB’nin Orta Doğu gibi kırılgan bölgelere yönelik politikalarının incelenmesi vasıtasıyla Birliğin bölgesel stratejilerinin etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Orta Doğu, Arap Baharı, Güvenlik, Küresel Strateji.

Tam metin PDF (İngilizce)

İç İstikrar, Refah ve Güç Hedefleri Ekseninde Çin’in Orta Doğu Politikası

Preservation, Prosperity, and Power in China's Middle East Foreign Policy

Emine AKÇADAĞ ALAGÖZ*
* Dr. Öğ. Üyesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, e-posta: eakcadag@gelisim.edu.tr.
Geliş Tarihi/Received: 10.05.2018
Kabul Tarihi/Accepted: 15.01.2019

79 – 113 (35)

Öz
Bu makale Çin’in Orta Doğu’ya yönelik aktif dış politikasının ardındaki etmenleri, Fei-Ling Wang’ın siyasi yapıyı korumayı, refahı sağlamayı ve güç sahibi olmayı teşvik eden özgün yapı yaklaşımını kullanarak ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çin’in Orta Doğu ülkeleriyle olan ilişkilerini şekillendiren üç temel faktörün; Çin Komünist Partisi önderliğindeki mevcut siyasal rejimi korumak, ülkenin ekonomik refahını sağlamak ve Çin’in gücünü artırmak olduğu ileri sürülmektedir. Siyasi yapıyı koruma çerçevesinde, ekonomik büyümeyi sürdürülebilir kılma, iç işlerine müdahale etmeme ilkesine bağlılık ve toprak bütünlüğünü muhafaza hususları, Çin-Orta Doğu ilişkilerinde ön plandadır. Orta Doğu, Çin’in petrol ihtiyacını ve ürettiği mallar için pazar ihtiyacını karşıladığından, söz konusu ilişkiler Çin’in refahı sağlama hedefiyle de doğrudan bağlantılıdır. Son olarak, Çin’in bu bölgeyle olan ilişkileri Pekin’in güç hesapları açısından da önem arz etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çin, Güç, İç istikrarı koruma, Orta Doğu, Refah.

Tam metin PDF

Avrupa’da Radikalleşme ve DAEŞ: DAEŞ’in Evrilmesi ve Avrupa Güvenliğine Yönelik Tehditler

Radicalisation in Europe and ISIS: Evolution of ISIS and Threats to European Security

Zeynep Ece ÜNSAL* - Kemal OLÇAR**
* Dr. Öğ. Üyesi, Beykent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, CSRC-Global Başkanı, e-posta: eceunsal@beykent.edu.tr, zeynepece@csrc.global.
** Dr., Bağımsız Araştırmacı, e-posta: kemalgdolcar@yahoo.com.tr.
Geliş Tarihi/Received: 25.05.2018
Kabul Tarihi/Accepted: 15.01.2019

Sayfa 115 – 150 (36)

Öz
Başlangıcı 2011 yılına dayanan Suriye topraklarındaki iç savaş, 2014 yılında DAEŞ terör örgütünün hilafeti ilan etmesiyle bambaşka bir boyut kazanmıştır. Büyük küçük birçok aktörün sahada olduğu Suriye ve Irak savaşları terörle mücadele adı altında tüm hızıyla sürüp giderken, hem bölge ülkeleri nezdinde, hem de Avrupa Birliği özelinde yeni tehdit alanları yaratmıştır. DAEŞ terör örgütünün elde ettiği toprakları kaybetmesini müteakip yeniden teşkilatlanıp farklı metotlarla ideolojisini sürdürmek ve hilafeti yaymak şeklindeki hedeflerini gerçekleştirme çabalarına devam edeceği öngörülmektedir. Bu durum içerisinde Avrupa ülkeleri ise mevcut radikal grupların ve geri dönen yabancı terörist savaşçıların ortaya çıkardığı tehdit ile karşı karşıya kalmaktadır. Çalışma DAEŞ terör örgütünün evrilip yeni koşullara nasıl uyum sağladığı, yabancı terörist savaşçıların AB ülkelerindeki potansiyel risk/tehdit durumları ve AB’nin konuyla ilgili aldığı kurumsal tedbirleri içermektedir.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği Terörizmle Mücadele Stratejisi, DAEŞ, Güvenlik, Radikalleşme, Yabancı Terörist Savaşçılar.

Tam metin PDF

Orta Doğu’daki Çatışmaların Küresel Hatları (İngilizce)

Global Lines in Conflicts in the Middle East

Andreas LEUTZSCH*
* Visiting Professor at the Centre for German and European Studies Saint Petersburg State University/Bielefeld University, e-mail: andreas_leutzsch@hotmail.com.
Geliş Tarihi/Received: 01.05.2018
Kabul Tarihi/Accepted: 07.02.2019

Sayfa 151 – 197 (47)

Öz
Bu makale, Orta Doğu’daki mevcut çatışmaların sadece devletler arası bir çatışma ya da bir Medeniyetler Çatışması olmadığını, küyerel göreli yoksunluğun bir iktidar boşluğuna ve durgun devletler arası çatışmalara yol açtığını savunmaktadır. Tezimi desteklemek için üç paradigmayı ve bunların Orta Doğu’daki krizi açıklama kapasitesini tartışacağım. Birincisi, Carl Schmitt’in Westphalia Yönetişimi’nden dış müdahalesizlik alanları olarak küresel hatlara (bir Yeryüzü Yasaları hattına) dönüşüdür. Bu ya ulus aşırı bir krize gerçek dışı uluslararası çözümler önermek ya da paradoksal şekilde, bölgedeki hegemonik çıkarları desteklemek için kullanılmaktadır. İkinci olarak, Samuel Huntington’ın klasik emperyalist anlayışın ötesinde, küresel mukayese edilebilirlik ufku sayesinde güçlendirilmiş küresel standartlar olarak bir Batı hegemonyası çağrısı için tartışmalı veri ve göndermelere dayalı Medeniyetler Çatışması paradigmasını irdeleyeceğim. Üçüncü olarak ise, Hans-Ulrich Wehler’in ulus devletlerde göreli yoksunluk, kimlik, katılım, bölüşüm, nüfuz ve meşruiyet krizlerine dayalı modernleşme krizinin nedenleri üzerine çizdiği çerçeveyi, Orta Doğu’daki çatımaları dünya toplumunda küyerel mukayese ve rekabetin bir sonucu olarak analiz etmek üzere genişleteceğim.
Anahtar Kelimeler: Carl Schmitt, Samuel P. Huntington, Küresel Hatlar, Küyerel Göreli Yoksunluk, Medeniyetler Çatışması.

Tam metin PDF (İngilizce)

Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’in Önemi: Tehditler, Riskler, Fırsatlar ve Türkiye*

The Importance of the Middle East and Eastern Mediterranean: Threats, Risks, Opportunities and Turkey

Güngör ŞAHİN**
* Bu makale, Uluslararası EMI Girişimcilik ve Sosyal Bilimler Kongresi, 27-29 Nisan 2018, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Lefkoşa’da sunulan “Soğuk Savaş Sonrası Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de Yaşanan Gelişmelerin Türkiye’nin Güvenliğine Etkileri” başlıklı bildirinin genişletilmiş halidir. Bkz. Güngör Şahin, “Soğuk Savaş Sonrası Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de Yaşanan Gelişmelerin Türkiye’nin Güvenliğine Etkileri”, International EMI Entrepreneurship and Social Sciences Congress Abstract E-Book, Himmet Karadal vd. (ed.), 27-29 April 2018, Lefkosa, p.186, http://emissc.org/files/E-Book/EMISSC%20E-Book%2027-29%20Nisan%202018%20Lefko%C5%9Fa.pdf (Erişim Tarihi: 16.07.2018).
** Dr.Öğr.Üyesi, Milli Savunma Üniversitesi, Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (ATASAREN), Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, e-posta: gsahin@msu.edu.tr.
Geliş Tarihi/Received: 18.07.2018
Kabul Tarihi/Accepted: 27.12.2018

Sayfa 199 – 230 (32)

Öz
Türkiye Cumhuriyeti bulunduğu istikrarsız coğrafyadan kaynaklanan sürekli bir güvenlik endişesi taşımaktadır. Çalışmanın amacı, Soğuk Savaş sonrasında Orta Doğu ve Doğu Akdeniz için farklı platformlarda yapılan tehdit ve risk değerlendirmelerini bir bütünlük içerisinde ele almak, Türkiye’nin güvenliğine yönelik etkilerini ortaya koymaktır. Konunun önemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasının ve bölgesel aktör olabilmesinin yolunun Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri iyi değerlendirmekten geçtiği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmanın teorik çerçevesini; dünya haritasının fiziksel, siyasal, kültürel, dini ve etnik olarak değiştirilme sürecini başlatan ve dünyanın sosyal olarak inşa edildiği argümanına dayanan konstrüktivizm (sosyal inşacılık) kuramı ile “Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi” oluşturmaktadır. Çalışmanın bulguları; bölgedeki etnik ve dini esaslara dayalı terörizm, uluslararası göç, antidemokratik yönetim şekilleri, büyük güçlerin enerji kaynak ve koridorlarını kontrol etme mücadelesi, Filistin devleti özelinde Arap-İsrail anlaşmazlığı ve benzeri sorunların varlığını sürdüreceği ve bölgeden kaynaklanan risk ve tehditlerin Türkiye dâhil olmak üzere bölge güvenliğini etkilemeye devam edeceği şeklindedir.
Anahtar Kelimeler: Orta Doğu, Doğu Akdeniz, Güvenlik, Konstrüktivizm, Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi.

Tam metin PDF

Yayın İlkeleri