Mısır ve Tunus: Devrime Giden Süreçte Goldstone’un İddialarına Yönelik Deneme Alanları

Egypt and Tunisia: Testing Grounds for Goldstone’s Assertions on the Revolutionary Process

Maria SYED
Assistant Research Officer at Islamabad Policy Research Institute (IPRI), Pakistan, E-mail: mariaumair@gmail.com.

Sayfa 1 - 33 (33)

Öz
Tunus ve Mısır’daki devrime giden süreçler yeni aktörleri, ifade biçimlerini ve etki alanı genişleyen sosyal ağları ön plana çıkarmıştır. Protestolar sosyal medya üzerinden örgütlenen sıradan vatandaşlar tarafından düzenlenmiştir. Bunların yanı sıra geleneksel iletişim araçları olan TV ve cep telefonları da bu süreçte etkin rol oynamıştır. Son yıllarda toplumların kültür hayatında büyük oranda değişiklikler meydana gelmiştir. Protesto gösterileri başlamasının ardından çığ gibi büyümüş ve binlerce insan bu gösterilere katılmıştır. Ordular rejim yanlısı bir tutum sergilememiş ve sade vatandaşların eylemleri rejimleri sarsmış ve sonuçta otoriteryöneticilere görevden çekilmekten başka bir seçenek kalmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Devrim, süreç, Goldstone, Tunus, Mısır, sosyal medya, kültür.

Tam metin PDF (İngilizce)

Batılı Koloniyel Güçlerin 1994 Ruanda Soykırımına Etkisi

Impact of Western Colonial Powers on 1994 Rwandan Genocide

Öncel SENCERMAN
Uzman, Dış İlişkiler Koordinatörü, Dış İlişkiler Ofisi, Adnan Menderes Üniversitesi, E-posta: oncelsen@gmail.com.

Sayfa 35 - 75 (41)

Öz
1994 Ruanda Soykırımı, Nazi Almanyası’nda gerçekleştirilen Yahudi Soykırımından sonra dünya tarihinde en büyük ikinci soykırımdır. 1994 yılında 100 gün gibi çok kısa bir süre içinde yaklaşık bir milyon Tutsi ile muhalif ve ılımlı Hutu vahşice katledilmiştir. Tutsileri hedef alan Ruanda Soykırımı planlı ve sistematik bir soykırım olmakla beraber etnik ayrışma ve kine dayanmaktadır. Soykırımın ardında etnik, siyasi, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik nedenler gibi pek çok sebep yatmaktadır. Batılı koloniyel güçler, koloni döneminde Ruanda’da etnik kimliklerin ortaya çıkmasına ve etnik ayrışmanın artmasına neden olmuştur. Bu makalenin amacı, Batı tarafından yaratılan etnik ayrışmanın sonunda ortaya çıkan soykırıma Belçika ve Fransa gibi Batılı koloniyel güçlerin etkisini ve başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplumun soykırıma karşı tepkisizliğini değerlendirmektir.
Anahtar Kelimeler: 1994 Ruanda Soykırımı, Etnik Ayrışma, Frankofon Afrika.

Tam metin PDF

Çin’in Akıllı Yükselişi

China’s Smart Rise

Tea KILIPTARI
Chief Specialist at the Analytical Department, Ministry of Defense of Georgia; E-mail: tea.kiliptari@outlook.com.

Sayfa 77- 102 (26)

Öz
Çin ve Çin’in yükselişi, yüzyılın başından beri en çok tartışılan ve üzerinde en çok yayın yapılan konu olmuştur. Pekin’in duruşunu inceleyen çok sayıda akademik makaleye İnternet aracılığıyla erişilebilmekte ve her yıl “barışçıl yükseliş”, “barışçıl gelişme”, “üçlü uyum”, “uyum içinde dünya”, “Çin’in yumuşak gücü”, vb. kavramları ele alan birçok kitap ve makale yayınlanmaktadır. Bu makale farklı bir yaklaşımı benimsemektedir. Makalede Batı’nın güçle ilgili kavramlarını Çin’e uygulamanın akla yatkınlığını incelemek amaçlanmaktadır. Makale, bu amaçla, Çin’in kendini kavramsallaştırma süreci içinde yumuşak güç, sert güç ve akıllı güç kavramlarının izini takip edecek ve bu üç kavramdan hangisinin Çin’in yükselişini en iyi şekilde yansıttığını tanımlamaya çalışacaktır. Makale Batı dünyasının uluslararası ilişkiler alanındaki güç kavramıyla ilgili anlayışının kısa bir incelemesiyle başlamaktadır. İkinci bölümde Çin’in resmi söylemleri incelenecektir. Ardından üçüncü ve dördüncü bölümlerde, sırasıyla, Çin’in yumuşak ve sert gücü tartışılacaktır. Makalenin son bölümünde bulgular incelenerek Çin’in kendini kavramsallaştırmasının aslında güçle ilgili üç kavramı da içerdiği ancak Pekin’in akıllı güç yaklaşımına öncelik vermeyi tercih ettiği ortaya konulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Çin, sert güç, yumuşak güç, akıllı güç, kendini kavramsallaştırma, söylem analizi, Uluslararası İlişkiler Teorisi.

Tam metin PDF (İngilizce)

“Dengeleme mi yoksa Sorumluluk Paylaşımı mı?” Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) ile ilgili Belirsizliği Giderme

“Balancing or Burden Sharing?” Settling the Ambiguity around the European Security and Defence Policy (ESDP)

Metin GÜRCAN
Bilkent University, Department of Political Science, Ph.D. Candidate, E-mail: metin.gurcan@bilkent.edu.tr.

Sayfa 103- 144 (42)
 

Öz
Uluslararası ilişkiler alanında son on yılın en ilginç olaylarından biri 27 egemen Avrupa ülkesinin savunma ve güvenlik alanında Avrupa Birliği Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) adında ortak bir kimlik inşa etme çabasıdır. Bu çalışmanın cevap aradığı temel soru AGSP kimliğinin doğuşu ve evriminin nasıl yorumlanabileceğidir. Acaba, AGSP Avrupa mücaviri bölgede ABD’nin operatif askeri yeteneklerini özellikle finansman, askeri yetenekler ve kaynak temini alanlarında desteklemek maksadıyla bir “sorumluluk paylaşımı” stratejisi olarak mı yorumlanmalıdır? Yoksa AGSP geleneksel realist yaklaşım ışığında etki alanında ABD gibi “hegemonik” bir güçle karşı karşıya gelen bir grup devletin bu hegemonik gücü “dengeleme” stratejisi olarak mı kabul edilmelidir? AGSP tarihsel olaylara reaksiyon olarak kabul edilebilecek bir dizi adım olarak doğup geliştiğinden, bir deği şken olarak AGSP’nin tarihsel bir analizle izi sürülebilir ve bir deği şken olarak AGSP’nin evrimi tarih boyunca izlenebilir. Bu çalışmada, AGSP’nin Irak Savaşı, Afganistan Savaşı, 2008 Rus-Gürcü Savaşı ve son olarak Libya Krizi örnek olayları üzerinden AB üyesi devletlerin kendilerini konumlandırması (özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere) ve bu konumlandırmaların AGSP’nin evrimine verdiği yön incelenmiştir. Çalı şmanın temel amacı, AGSP’nin tarihi arka planı ile bu dört örnek olayın analizi üzerinden AB üyesi devletlerin (özellikle Almanya, Fransa ve İngiltere) ABD’ye göre kendilerini stratejik pozisyonlaması ile bu pozisyonlamaların AGSP’na etkilerini aydınlatarak, AGSP’nin evrimi konusunda yeterli bir akademik altyapı sağlamaktır.
Anahtar Kelimeler: Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, Avrupa Güvenliği.
 

Tam metin PDF (İngilizce)

Siber Güvenliğin Milli Güvenlik Açısından Önemi ve Alınabilecek Tedbirler

Significance of Cyber Security for National Security: A Study Concerning the Necessary Measures

Mehmet Nesip ÖĞÜN ve Adem KAYA
Dr. Bnb., KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, E-posta: nesip75@yahoo.com.
J.Yzb., 23. Jandarma Sınır Tümen K.lığı, Şırnak, E-posta: adem200128@gmail.com.
 

Sayfa 145- 181 (37)

Öz
Teknoloji insanların günlük yaşamına her alanda daha fazla nüfuz etmektedir. İnternet, kolaylık sağlayan bir araç olmanın ötesine geçmiş ve birçok alanda kullanılması zorunlu bir vasıta halini almıştır. Yaşamımızın İnternet ile bu ölçüde bütünleşik hale gelmesi kişisel bilgilerimizi de aynı ölçüde tehlikeye sokmaktadır. Benzer şekilde kamu kurumlarındaki veri tabanları ve gizli bilgilerden, enerji santrallerine, su dağıtım şebekelerinden, iletişim ağlarına ve seyrüsefer sistemlerine kadar birçok kamu kuruluşu ve hizmeti de tehlike altına girmektedir. İnternet kullanımının ve teknolojik gelişmelerin akıl almaz bir hızla ilerlediği günümüzde her an kişisel bilgisayarlarda ve kurumlarda yer alan kişisel bilgilere, banka hesaplarına ve yaşanılan ülke için hayati öneme sahip olan kritik altyapılara karşı ciddi saldırı ve tehditler gündeme gelmektedir. İnternet ortamında, olayların saniyelerle ifade edebilecek zaman dilimleri içerisinde meydana geldiği de göz önünde bulundurulursa etkin ve güçlü savunma sistemlerinin inşa edilmesi, farkındalık ve bilinç oluşturulmasının önemli ortaya çıkacaktır. Göreceli olarak yeni bir alan olmasına rağmen, konu üzerinde yapılan çalışmalar sayı bakımından fazla ve içerik bakımından geniştir. Bu çalışmada siber güvenlik kavramı, milli güvenlik açısından önemi ve elde edilen bütün bulgulardan hareketle, kişisel, kurumsal ve ulusal düzeyde alınabilecek önlemlere dair öneriler ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Siber, Milli, Güvenlik, İnternet, Web.

Tam metin PDF

Kitap İncelemesi

Kitap Tanıtımları