Taliban’la Uzlaşı: Zorluklar ve Beklentiler

Reconciliation with the Taliban: Challenges and Prospects

S. Gülden AYMAN
Prof. Dr. İstanbul Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, E-posta: guldenayman@gmail.com.

Sayfa 1 - 22 (22)

Öz
Bu makale, Afganistan Barış ve Yeniden Bütünleşme Programı bağlamında Taliban’la gerçekleştirilen görüşmelerin zorluklarını ve geleceğe yönelik beklentilerini tartışmayı amaçlamaktadır ve bu amaç doğrultusunda şu soruları ortaya koymaktadır: ABD’yi isyancılarla müzakereye gitmeye iten ana sorun neydi? Bu hareketin ardındaki beklentiler nelerdi? Taliban’la bu son uzlaşı çabası hangi yönlerden önceki uzlaşı girişimlerine göre farklılık göstermektedir? İsyancıları silahsızlandırmaya ve siyasi diyalog başlatmaya yönelik daha önce adımları atılan çabalar neden istenilen sonuçları doğuramamıştır? Bir uzlaşı sürecinin gelişmesi için koşullar nelerdir? Bu makale, ABD stratejisinin önündeki büyük zorlukları incelemekte ve Afganistan’ın ihtiyaç duyduğu unsurun dar anlamdaki siyasi bir yapılandırmadan ziyade kapsamlı bir barışı inşa süreci olduğunu öne sürmektedir.
Anahtar Kelimeler: Taliban, İsyana Karşı Koyma, Afganistan Barış ve Uzlaşma Programı, ABD Askerlerinin Çekilmesi, Barış İnşası.

Tam metin PDF (İngilizce)

Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri Arasındaki Stratejik Ortaklık

The Strategic Partnership between South Korea and the United Arab Emirates

Niu SONG
Doç. Dr., Orta Doğu Çalışmaları Enstitüsü, Shanghai Uluslararası Çalışmalar Universitesi; Uluslararası İlişkiler ve Kamu Yönetimi Okulu, Fudan Üniversitesi, Doktora Sonrası Araştırmacı. E-posta: phd.niusong@yahoo.com.cn.

Sayfa 23 - 48 (26)

Öz
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 2009 Aralık ayında nükleer santral teknolojisi ithalatına ilişkin Güney Kore ile stratejik bir ortaklık kurdu. Bu ortaklık sivil nükleer enerji alanındaki iş birliğinin ve petrol ve gaz geliştiriciliği gibi sivil alandaki diğer ekonomik ortaklıkların öncüsü konumunda olmuştur. Bu ortaklık daha sonra silah ithalatı ve deniz korsanlığına karşı ortak mücadele gibi askerî alanlara da genişlemiştir. Bu şekilde uzun vadeli hedeflerin olduğu ortaklıklar kültürel temelli sağlıklı iş birliğine dayanmaktadır. Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki stratejik ortaklık Güney Kore’nin Orta Doğu stratejisinin önemli bir parçası olmakla birlikte,BAE’nin “doğuya yönelme” politikasının da önemli bir unsurudur. Önümüzdeki yıllarda sadece Güney Kore ve BAE arasında değil, aynı zamanda Doğu Asya ve Orta Doğu arasındaki ilişkileri geliştirmek için ikili anlaşmaların hem niteliksel hem de niceliksel açıdan sürdürülmesi en çok önem atfedilmesi gereken konuların başında gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: Akh Birimleri, Nükleer, Petrol ve Gaz, Somalili Korsanlar, Güney Kore, Stratejik Ortaklık, BAE.

Tam metin PDF (İngilizce)

Obama’nın Afganistan Stratejisi: Değişim ve Süreklilik

Obama’s Afghanistan Strategy: Continuity and Change

M. Turgut DEMİRTEPE ve İbrahim ERDOĞAN
Yrd.Doç. Dr., Polis Akademisi Öğretim Üyesi. E-posta: turgutdem@hotmail.com.
Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi. E-posta: erdogan@balikesir.edu.tr.

Sayfa 49 - 83 (36)

Öz
Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistem yapısı içerisinde egemen güç olma vasfını sürdüren yegâne ülke olarak ABD'nin dış politikasında dönemler arası süreklilik ya da değişim yaşanıp yaşanmadığı tartışmaları literatürde geniş yer bulmuştur. Bu anlamda Obama’nın dört yıllık iktidarı sürecinde Bush dönemi politikalarıyla kesişme ya da çatışma noktaları mercek altına alınmış ve değişik görüşler öne sürülmüştür. Bu tartışmalara belki de en net kaynaklık edebilecek alan, küresel terörle savaş konsepti ile doğrudan irtibatlı olan ABD’nin Afganistan stratejisidir. Bush ve Obama dönemlerinde ABD’nin Afganistan stratejisinin belirlenmesinde tercihlerden çok, pragmatizmin ağırlıklı rol oynadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Obama dönemi Afganistan stratejisi savunma bağlamında büyük oranda Bush dönemi stratejisini devam ettirmiş, ancak bu stratejiyi başarılı kılacak daha etkin bir yaklaşım benimsenmiştir. Diğer taraftan ilgili stratejinin yalnızca güvenlik boyutunu öne çıkararak başarılı olunamayacağı düşüncesiyle, Afganistan’da sivil kapasiteyi artırarak yerel unsurları kendi yaşam alanlarını kontrol edebilen, daha sonra da ülkelerinin geleceğinde söz sahibi olabilen ortaklar konumuna getirme hedeflenmiştir. Yine, Taliban dâhil yerel unsurlarla uzlaşma arayışına gidildiği, diplomatik çabalara ağırlık verilerek bölge ülkelerinin de çözüme dâhil edilmeye çalışıldığı bir sürece girilmiştir. Obama dönemi Afganistan politikasının, Bush dönemi ile kıyaslandığında kısmen birbiriyle örtüşen kısmen de farklılaşan boyutlara sahip olduğu, ancak daha başarılı bir sonuç ürettiği görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: ABD Dış Politikası, Afganistan, Güvenlik, Savunma, Diplomasi, Kapasite İnşası.

Tam metin PDF

İsrail’in Güç Kullanımı Esaslı Güvenlik Anlayışının Thomas Hobbes’un “Doğa Hâli” Kavramıyla Analizi

The Analysis of Israel’s Security Understanding Based on Use of Force with the Concept of “State of Nature” Belonging to Thomas Hobbes

Zafer BALPINAR
Dr., Marmara Üniversitesi, Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü. E-posta: zbalpinar@yahoo.com.

Sayfa 85 - 126 (42)
 

Öz
Bu çalışma, İsrail’in devletleşme sürecinden itibaren Filistinlilere yönelik olarak oluşturduğu güvenlik anlayışının, Thomas Hobbes’un güvenlik kavramını ele alış açısıyla analizini esas almaktadır. Güvenliğin kavramsal iz düşümü ortaya konduktan sonra Hobbes’un “doğa hâli” kavramı etrafında şekillenen güç kullanımı odaklı güvenlik anlayışının çerçevesi çizilmiştir. İsrail’in devletleşme süreciyle birlikte güvenliği anlamlandırma şekli, eylemlerine dayalı olarak tarihi akış içinde incelenerek, devamlılık ve değişim gözlemiyle birlikte tespit edilmiştir. Daha sonra İsrail’in güvenliği sağlama anlayışı ve davranışı, güç kullanımı bağlamında Hobbes’un yaklaşımıyla birlikte okunmuştur. Birlikte okumanın amacı; İsrail güvenlik anlayışındaki güç kullanma davranışının Hobbes’un “doğa hâli” kavramıyla açıklanıp açıklanamayacağını belirlemek ve bu kavram üzerinden İsrail’in güvenlik geleceğine ilişkin bir projeksiyon yapmaktır.
Anahtar Kelimeler: İsrail, Güvenlik, Güç Kullanımı, Doğa Hâli, Thomas Hobbes.
 

Tam metin PDF

Kardak Krizi Sürecinin Kriz Yönetim Prensipleri Açısından İncelenmesi

Study on Kardak Crisis within the Scope of Principles of Crisis Management

Aydın ŞIHMANTEPE
Piri Reis Üniversitesi, Öğretim Görevlisi. E-posta: asihmantepe@yahoo.com.
 

Sayfa 127 - 155 (30)

Öz
Bu çalışma Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde bir sıcak çatışma olasılığının çok yakından hissedildiği 1996 Kardak krizi sürecini incelemektedir. Krizin yönetiminde Türkiye tarafından uygulanan zorlayıcı diplomasinin, karar alma süreci ile diplomatik ve askerî alandaki uygulamaları, Alexander L. George’un “geçici kriz yönetimprensipleri” çerçevesinde değerlendirilmektedir. Değerlendirme; Türkiye’nin kriz sürecinde izlediği stratejiyi ve krizi çözüme götürme yolundaki çabalarını, bu prensiplerde söz edilen ihtiyaçların nasıl karşılandığı ele alınarak yapılmaktadır. Çalışma, bir yandan Türk-Yunan krizlerinde Türkiye’nin reaktif politikalar yürüttüğü, bu nedenle de krizleri iyi yönetemediği algısına bir alternatif sunarken, diğer yandan, Kardak krizinin nedenleri, tarafların tezleri ve bu krizin nasıl yönetildiğine ilişkin bir kayıt oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kardak krizi, kriz yönetimi, zorlayıcı diplomasi.

Tam metin PDF

Hindistan’ın Sri Lanka’daki Tamil Etnik Grubunun Siyasallaşması Sürecine Yönelik Yaklaşımının Bölgesel Güç Rolü Kapsamında İncelenmesi

An Analysis of the Approach of India, in its Regional Power Role, to Tamil Ethnic Group That Undergoes the Politicization Process in Sri Lanka

Övgü KALKAN KÜÇÜKSOLAK
Dr. Uzman, Namık Kemal Üniversitesi, E-posta: okalkan@nku.edu.tr.
 

Sayfa 157 - 200 (44)

Öz
Literatürde ağırlıklı olarak ülke içi dinamikler kapsamında ele alınan etnik grupların siyasallaşması süreci, dış devletlerin gerek bölgesel gerekse ikili politikaları aracılığıyla müdahil olmalarıyla farklı bir boyut kazanmaktadır. Dış devletlerin politikalarında etkili olan unsurların analiz edilebilmesi amacıyla bu çalışmada örnek olarak, bölgesel güç rolü kapsamında Hindistan’ın Sri Lanka’daki Tamil etnik grubunun siyasallaşması sürecinde liderliği üstlenen Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (TEKK)’na yönelik yaklaşımında rol oynayan unsurlar tartışılmaktadır. TEKK’ye yönelik yaklaşımında son derece araçsalcı bir yaklaşım benimseyen Hindistan’ın, uluslararası sistemin ulusal güvenlik ve jeopolitik mülahazalarıyla etkileşimi üzerinden politika geliştirdiği, sınırları içerisinde barındırdığı Tamil nüfusunun ise etnik hassasiyetler üzerinden politika yapımında bir baskı unsuru teşkil ettiği görülmektedir. Soğuk Savaş sonrası dönemde TEKK’nin kullandığı terörist yöntemler ve küresel çaplı suç örgütleriyle girdiği iş birlikleri üzerinden bölgesel gücün güvenliğini tehdit eder konuma gelmesi, devletlerle çatışan etnik örgütlere verilen dış desteğin sebebiyet verebileceği tehlikeyi ortaya koyar niteliktedir.
Anahtar Kelimeler: Bölgesel Güçlerin Politikaları, Hindistan’ın Dış Politikası, Etnik Grupların Siyasallaşması, Etnik Bağlar, Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanları (TEKK).

Tam metin PDF

Jeopolitiğin Rusya Federasyonu’na Etkilerinin Kuzey Kafkasya-Gürcistan-Güney Osetya Çerçevesinde İncelenmesi

The Effects of Geopolitics to RF in the Circumstance of North Caucasus-Georgia-South Ossetia

Senem ÖZTÜRK
Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Strateji ve Stratejik Araştırmalar ABD, Harp Tarihi ve Strateji Programı Yüksek Lisans Mezunu. E-posta: ozzsenem@gmail.com.
 

Sayfa 201 - 242 (42)

Öz
Jeopolitik, üst hareket tarzını üreterek diğer unsurlara yön veren politikanın dayanacağı bilgi ve imkânların temelidir. Rusya Federasyonu (RF) öncesi dönemdeki Rus politikalarında ‘jeopolitik’ dışlanıyorken, RF döneminde bunun değiştiği görülmektedir. SSCB’nin dağılmasının ardından Kafkasya’nın jeopolitik durumunda da köklü bir değişim yaşanmıştır. Önceleri SSCB’nin tam kontrolü altında bulunan bu bölgeye karşı uluslararası alanda oluşan ani ilgi hem Kafkasya devletlerini hem de RF’yi etkilemiştir. Çalışmada, RF’nin dağılma sonrası dönemdeki politik yaklaşımının jeopolitik temele sahip olduğu ve bu temel doğrultusunda etkilenen unsurları olarak başta ulusal güvenliği olmak üzere, dış ilişkileri, devlet yönetimi, askerî ve ekonomik yapılanması üzerinde durulmuştur. Kuzey Kafkasya’daki jeopolitik durumun RF açısından Gürcistan jeopolitiği ile ilişkisinin Güney Osetya’nın kilit konumu çerçevesinde önem kazandığı ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Jeopolitik, RF, Kuzey Kafkasya, Gürcistan, Güney Osetya.

Tam metin PDF

Kitap Tanıtımları (İngilizce ve Türkçe)