Çatışma Alanlarında Ekonomik Faaliyetleri Arttırma

Facilitating Economic Activity in Conflict Zones

Dean C. ALEXANDER
Doç.Dr., Yurt İçi Güvenlik Araştırmaları Direktörü, Western Illinois Universitesi. E-posta: deancalexander2011@gmail.com.

Sayfa 1 -20 (21)

Öz
Bu makale, barışın, yani büyük bir ölçüde dâhilî ve harici şiddetin yokluğunun, ekonomik faaliyeti arttırırken çatışmanın ise tersi etkileri olduğunun giderek kabul gördüğünü savunmaktadır. Bu düzensizliği yaşayan uluslar, şiddet sona erene kadar ekonomik faaliyetten vazgeçmemektedir. Yine de, ticareti yönetme engelleri, çatışma bölgesi içinde diğer yerlerden daha fazla bulunmaktadır. Çatışmanın yoğun olduğu ülkelerde bile, bazı pozitif ekonomik faaliyetler ortaya konulmuştur. Dolayısıyla hangi politikaların, eylemlerin ve teşkilatların çatışma bölgelerindeki ekonomik faaliyete katkıda bulunma eğiliminde olduğunun tartışılması büyük bir önem arz etmektedir. Sonuç olarak, hükümetler, sanayi, siviltoplum örgütleri ve halk bu üretken çabaları ekonomik arenada vurgulayıp çatışma bölgelerinde bazı faydalı değişkenler sunabilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çatışma bölgeleri, şiddet, ticaret, iş, ekonomik gelişme.

Tam metin PDF (İngilizce)

Tocqueville’in Cezayir Raporlarında Doğa Yasaları ve Güvenlik

Natural Laws and Security in Tocqueville’s Reports on Algeria

Burak GÜRBÜZ
Doç.Dr., Galatasaray Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, E-posta: bgurbuz@gsu.edu.tr.

Sayfa 21 - 46 (27)

Öz
Klasik düşünce, çalışma ve özel mülkiyete odaklı bir insan hakları söylemine sahiptir. Çalışma ve özel mülkiyet de insanın güvenliği ile bağlantılıdır. Çalışma, kişilerin doğal ihtiyaçlarını sağlayabilmesi için gerekli bir sosyal faaliyettir, mülkiyet hakkı ise, sermaye birikimi sağlamanın garantisidir. Her ikisi de, insanların geleceğe yönelik güvenlik kaygılarını azaltır ve dayandıkları temel nokta doğa yasalarıdır. Bu yasalar; çalışmanın, yaratılan değere çalışan kişinin sahip olması için “mülkiyet hakkının” doğal bir gereklilikten ortaya çıktığını vurgular. Bu çalışma, Tocqueville’i ve Cezayir üzerine yazdığı rapor ve mektuplarını ele almakta ve eserlerinde doğa yasalarına dayandırdığı çalışma ve mülkiyet konularını eleştirel olarak incelemektedir. İncelemenin ilk bölümünde, doğa yasalarına dayanan çalışma ve mülkiyet hakkı üzerine klasik düşünürlerin tanımlamaları ve bu kavramları dayandırdıkları değerler sistemi açıklanırken, Tocqueville’in Cezayir raporları ve mektuplarından örneklere yer verilmektedir. İkinci bölümde ise yine Cezayir notlarından hareketle Tocqueville’in güvenlik sorunu ve demokrasi konusunda söyledikleri irdelenmektedir. Tocqueville’in liberal, insan haklarına önem veren düşünce sistematiğinin Cezayir konusunda otoriter bir sistematiğe nasıl büründüğü gösterilmektedir. Bu dönüşümün sermaye birikimi sürecinin güvenliğini sağlamakla ilintili olduğu savunulmaktadır. Öte yandan “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” serbestliliğinin ardında ilkesel bir liberalizmin ötesinde sermayeyikoruyan ve güvenliğini sağlayan bir sistematiğin bulunduğu gösterilmektedir. Böylelikle Tocqueville’in insan hakları tanımının zaman ve mekâna bağlı olarak farklılıklar gösterdiği ortaya koyulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Cezayir, doğa yasaları, sömürgecilik, sosyal düzen, sermaye birikimi.

Tam metin PDF

Soğuk Savaş Sonrası Uluslararası Sistem: Yeni Sürecin Adı “Koalisyonlar Dönemi mi?”

The Structure of Post Cold War International System: Is the Name of the New Era “Period Of Coalitions?”

Şenol KANTARCI
Doç. Dr., Kırıkkale Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, E-posta: mskantarci@gmail.com.

Sayfa 47 - 84 (39)

Öz
Bu çalışma, Soğuk Savaşdönemi uluslararası sistemin yapısı ve güç mücadelesinin temel parametreleri ile Soğuk Savaşsonrası uluslararası sistemin yeni yapısı üzerine tartışmayı amaçlamıştır. Soğuk Savaş’ın hemen sonrasındaki dönemi ‘Yeni Dünya Düzeni’ olarak niteleyen görüşler ile bu eksende tek kutupluluk ve çok kutupluluk tezleri tartışılmıştır. Ayrıca Soğuk Savaş’ın hemen sonrasında büyük tartışmalara yol açan, Zbigniew Brzezinski’nin ve Samuel Huntington’ın görüşleri değerlendirilmiştir. Çalışma ile ortaya konulmak istenen, Soğuk Savaşsonrası yeni uluslararası sistemin yapısının Yapısal Gerçekçilik temelinde deneysel yaklaşımla –son gelişmeler ışığında- çok kutuplu bir yapıya doğru kaydığı ve yeni sürecin isminin ‘Koalisyonlar Dönemi’ olduğu tezini ileri sürmek olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Soğuk SavaşSonrası Dönem, Uluslararası Sistem, Tek Kutupluluk, Çok Kutupluluk, Koalisyonlar Dönemi.

Tam metin PDF

Tek Avrupa Hava Sahası İnisiyatifinin Türkiye’nin AB Üyeliğine Etkisi

The Effects of the Single European Sky Initiative on the Accession Process of Turkey to EU

M. Hakan KESKİN
Yrd.Doç.Dr., Türk Hava Kurumu Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı, E-posta: mhkeskin@yahoo.com.

Sayfa 85 - 114 (31)
 

Öz
Hava yolu pazarının her geçen gün giderek artan sorunlarına etkin çözümler üretemeyen Topluluk, hava yolu taşımacılığında daha şimdiden kayda değer gecikmeler ve tıkanıklıklarla başetmek zorunda kalmaktadır. Havacılık sektörünün, önümüzdeki yıllarda giderek çözümü daha güçleşen sorunlarına yönelik olarak, 1990’ların ilk yıllarında geliştirdiği en kapsamlı çözüm Tek Avrupa Hava Sahası inisiyatifidir. Bu çalışmada; Avrupa hava pazarının dinamikleri ışığında, önce havacılık sektörünün yapı sökümü yapılmış, ardından Tek Avrupa Hava Sahası inisiyatifinin detayları ve Türkiye’nin AB üyeliğine etkisi analiz edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tek Avrupa Hava Sahası, Avrupa Hava Pazarı, Hava Taşımacılığı, SESAR, Türkiye’nin AB üyeliği.
 

Tam metin PDF

Ege Hava Sahası Sorunları, Çözülmüş Olanlar ve Sorunların Geleceği

The Aegean Airspace Disputes, the Ones Already Resolved and the Future

Gökay BULUT
Hv.Plt.Kur.Bnb., Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Doktora Öğrencisi, E-posta: gokaybulut@yahoo.com.
 

Sayfa 115 - 146 (33)

Öz
Ege hava sahası sorunları, Yunanistan ile Türkiye’nin gündemini yıllardır meşgul etmekte olan ve iki ülkeyi savaşın eşiğine getirme potansiyeline sahip bir sorun kümesidir. Busorunlar yaklaşık otuz yıldır çözüm adına statik bir seyir izlemiştir. Ancak sorunların tarihine kıyasla yakın sayılabilecek bir dönemde, 2004 Yaz Olimpiyatları dolayısıyla ortaya çıkan bir ihtiyaç neticesinde sorunların statik doğası harekete geçmiştir. Ayrıca yakın dönemde hayata geçmesi planlanan Tek Avrupa Hava Sahası Projesi ile de yeni hareketlenmeler yaşanabilecektir. Bu makalede, Ege hava sahası sorunları genel anlamda incelenecek ve 2004 yılında çözülmüş olanlar ile Tek Avrupa Hava Sahası Projesinin gelişimine bağlı olarak etkilenmesi beklenenler tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası Hukuk, Ege, Hava Sahası, Tek Avrupa Hava Sahası, FIR Limiti.

Tam metin PDF

Küresel ve Bölgesel Güçlükler Karşısında Pakistan’ın Demokratikleşme Çabaları

Democratization Efforts of Pakistan in the Face of Global and Regional Challenges

Muharrem Hilmi ÖZEV
Dr.; TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) Ortadoğu Masası Uzmanı, E-posta: hilmiozev@gmail.com.
 

Sayfa 147 - 176 (30)

Öz
Pakistan devleti kendine özgü bir ideolojiye dayalı olarak kurulmuştur. Ülkenin dış politikası, bu ideoloji yanında toprak bütünlüğü ve güvenlik kaygıları çerçevesinde biçimlenmiştir. Pakistan’ın gerek dış politikasını gerekse demokratikleşme çabalarını etkileyen en önemli faktör ülkenin yegâne “ötekisi” konumundaki Hindistan ile ilişkileri olmuştur. Öyle ki, Hindistan ile iyi ilişkiler kuran ülkeler Pakistan için koşulsuz düşman hâline gelirken, Hindistan’a gerçek veya potansiyel rakip ya da düşman konumunda bulunan ülkeler Pakistan’ın dostu hâline gelmişlerdir. Bu durumun iç politika ve demokratikleşme çabaları üzerindeki yansımaları da fazla olmuştur. Pakistan ordusunun ABD adına, ülke içinde aşırılıkçılara karşı yürüttüğü mücadele ve Afganistan’da verdiği savaşsadece ordu içinde karışıklıklara neden olmamış, aynı zamanda ülke içerisinde, gelecekte ortaya çıkması muhtemel büyük ayaklanmaların tohumlarını da atmıştır. Bu durum Pakistan’ı hem uluslararası alanda zayıflatmış, hem de iç politikada normalleşme ve demokratikleşme çabalarının sekteye uğramasına neden olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Pakistan, Büyük Güçler, Demokratikleşme, Aşırılıkçılık.

Tam metin PDF

Kimlik ve Güvenlik İlişkisine Konstrüktivist Bir Yaklaşım: “Kimliğin Güvenliği” ve “Güvenliğin Kimliği”

A Constructivist Approach to the Identity and Security Relationship: “The Identity of the Security” and “The Security of the Identity”

Helin SARI ERTEM
Arş. Gör. Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, E-posta: helinsertem@gmail.com.
 

Sayfa 177 - 236 (60)

Öz
Uluslararası ilişkilerde “sosyal inşa”nın ve “etkileşim”in önemine dikkat çeken konstrüktivist (inşacı) yaklaşım, geleneksel teorilerin güvenlik ve dışpolitika kavramlarına yüklediği anlamların yeniden gözden geçirilmesi gerektiği iddiasındadır. Konstrüktivistlere göre, kültür ve kimlik gibi soyut unsurlar, güvenlik ve dışpolitika analizleri üzerinde, uzun yıllar ihmal edilmiş olan, değiştirici ve dönüştürücü bir etkiye sahiptir. Konstrüktivist varsayımlardan yola çıkarak, kimlik ve güvenlik algısının birbiri ile olan yakın ilişkisine odaklanan bu makale, devletlerin ortaya koyduğu dışpolitikaların, bu iki temel unsur arasındaki etkileşim çerçevesinde analiz edilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Devletin “insansılaştırılmasının” mümkün olduğu inancından hareketle, makale, bireyin kimliği ve güvenliğe dair algısı arasındaki etkileşimin bir benzerinin, devletin kimliği ve güvenliğe dair algısı arasında yaşandığını ortaya koymakta ve dışpolitika analizinde “kimliğin güvenliği” kadar, “güvenliğin kimliği”nin de önem arz ettiğini ileri sürerek, Uluslararası İlişkiler literatürüne özgün bir katkı sağlamaya çalışmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Konstrüktivizm, kimlik, güvenlik, sosyal etkileşim, ontolojik güvenlik.

Tam metin PDF

Kitap İncelemesi (İngilizce)

Kitap Tanıtımları (İngilizce ve Türkçe)